Tespih, insanlığın ilk dönemlerinden itibaren zamanla şekil ve anlam değişikliklerinden geçerek günümüze kadar gelmiştir. İlk dönemlerde insanlar, avladıkları hayvanların kemiklerini ipe dizmiştir. Amaçları diğer avda başarı sağlamaktır. Zamanla bu takıların kötülüklerden, düşmanlardan koruduğuna inanarak savaşlarda da takmaya başlamışlardır. O dönemde aksesuar amaçlı kullanılan tespih, Hindistan’da ilk defa Hindu inanışında dini amaçlı kullanılmıştır. Tespih, zamanla Hindistan’dan doğuya sonra Ortadoğu ve Avrupa yayılmıştır. İslamiyet’te ise ilk halife zamanında kullanılmaya başlandığı sanılmaktadır. Müslümanlar Tespihin 11, 33 ve 99 taneli olanlarını namaz tespihi olarak kullanırken, farklı dinlerde farklı sayılarda tespihler de kullanılır. 500 ve 1000 tanesi olanlarsa daha çok dergâh ve tekkelerde zikretmek için kullanılmaktadır. "Tespih çekmek" namazı tamamlayan bir ayrıntı olarak görülmektedir. Tespihler, duaların doğru bir şekilde edilmesine büyük yardımcı olmuştur. Allah'ın 99 sıfatını, ya da tekrar tekrar zikredilen belli cümlelerin sayımında kullanılmaktadır.
Osmanlı Devletinde ilk defa 16. yy. da yaygın olarak kullanılmıştır. Daha sonra bir kültür olarak yaşatılmıştır. Günümüzde Osmanlı antika tespihler koleksiyonerler için önem arz eden parçalar olmuştur ve paha biçilemez değerdedirler.